Bursa Ulu Cami, Bursa’da I. Bayezid tarafından 1396-1400 yılları arasında yaptırılmış ulu camidir. Bursa’nın tarihi sembollerinden olan cami, Bursa
Bursa Ulu Cami, Bursa’da I. Bayezid tarafından 1396-1400 yılları arasında yaptırılmış ulu camidir.
Bursa’nın tarihi sembollerinden olan cami, Bursa kent merkezinde, Atatürk Caddesi üzerindedir. Çok ayaklı cami şemasının en klasik ve anıtsal örneği sayılır. Yirmi kubbeli yapı, Türkiye’deki iç cemaat yeri en geniş camidir. Mimarın Ali Neccar veya Hacı İvaz olduğu sanılmaktadır. Caminin kündekari tekniği ile yapılmış minberi Selçuklu oyma sanatından Osmanlı ahşap oymacılığı sanatına geçişin en önemli örneklerinden biri kabul edilen değerli bir sanat eseridir.
Caminin duvarlarında bulunan 19. yüzyılın ikinci yarısında ve 20. yüzyılın başlarında farklı hattatlar tarafından yazılmış 192 adet hat levhası ve duvar yazısı, hat sanatının özgün örnekleri arasında gösterilir.
Caminin iç mekanında, tepesi açık bir kubbenin altında bulunan şadırvan, Ulu Cami’nin dikkat çekici özelliklerindendir.
Tarihçe
Bursa Ulu Cami, Osmanlı Sultanı I. Bayezid tarafından Niğbolu Seferi’nden dönüşünde verdiği emir ile inşa ettirilmiştir. Caminin yapım tarihini veren bir kitabe yoktur; ancak minber kapısında geçen 802 (1399) tarihi caminin inşa tarihi olarak kabul edilir.[1]
Bursa Ulu Cami’nin inşası; hem devletin kendisini siyasal, ekonomik ve kültürel bir varlık olarak dünyaya kabul ettirme çabasının bir devamı hem de Osmanlı toplumuna bir kimlik verme çabasının gereği olarak değerlendirilir.[2] Caminin açılışında ilk hutbeyi dönemin önemli mutasavvıflarından biri olan Somuncu Baba’nın okuduğu rivayet olunur.[2]
Cami yapıldığı dönemlerde toplum tarafından çok itibarlı addedilmiş ve diğer medreselerin hocaları burada ders vermeyi bir şeref bilmiştir.[2] Sonraki yüzyıllarda caminin iç mekânını süsleyen ve alışılmışın dışında büyük ebatlı yazılar toplumsal ilgi ve itibarın nedenlerinden biri olmuştur.[2]
İnşasından kısa bir süre sonra Yıldırım Bayezid’in Ankara Savaşı’nda esir düşmesinin ardından Timur’un Bursa’yı işgali sırasında ve Fetret Devri’nde Karamanoğlu Mehmed Bey’in Bursa kuşatmasında (1413) cami, dış cephelerine odun yığılarak yakılmaya çalışıldı. Bu yangınlar sonucu dış cephe kaplaması tahrip oldu. Ortaya çıkan moloz duvar dokusu kalın sıva ile örüldü; bu durum 1950’lerdeki restorasyona kadar böyle devam etti.[2] 1958 Büyük Çarşı yangınında kuzey avlusunun da yanmasından sonra gördüğü tadilat sırasında sıva kaldırılmıştır.
Fetret devrinden sonra 1421 yılında tekrar ibadete açılan caminin ilk tamir vesikası 1494 yılına aittir. 1862 yılına kadar 23 tamir vesikası daha vardır. Müezzin mahfili 1549 yılında yapıldı. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından Mısır’ın fethi ve hilafetin Osmanlı’ya geçtiği dönemde getirilen Kabe-i şerif kapı örtüsü padişah tarafından Ulu Cami’ye hediye edildi ve minberin soluna asıldı.[3] Müezzin mahfilin karşısındaki taş vaiz kürsüsü 1815’de yapıldı.
Cami, 1855 yılı büyük depreminde büyük hasar gördü. On sekiz kubbesi çöken caminin sadece batı minaresinin dibindeki kubbe ile mihrap önü kubbesi ayakta kalabildi. Depremden sonra esaslı bir tamir gördü. Bu dönemde Sultan Abdülmecid’in emri ile İstanbul’dan gönderilen ünlü hattatlar camideki büyük yazıları elden geçirdiler. Ayrıca yeni hüsn-ü hatlar da ilâve edildi.
1889 yılında çıkan bir yangında minarelerin ahşap olan külahları yanmış, sonrasında kâgir olarak yeniden yapılmıştır.
YORUMLAR